4 Ağustos 2009 Salı

KARADENİZ GEZİMİZİN İLK GÜNÜ












1.GÜN

Saat 00.00 da Kadiköy'den çıktık. Bolu' da yarım saat mola, sonra Çorum Osmancık'da kahvaltı. Ulusoy tesisleri berbat. Osmancık’a gelirken, Kastamonu ve Tosya'dan da geçtik. Daha sonra İstanbul- Samsun yolundan Havza'dan geçerek saat 10.00 gibi Samsun'a vardık. Samsun'da hava şu ana kadar çok güzel once İlkadım ilçesine gittik.

Burada Onur anıtını fotoğraflıyoruz. Onur anıtını Avustralya’lı heykeltıraş H. Kriphel 1931 yılında yapmıştır. Yüksekliği kaidesiz 4.75 metre, kaideyle birlikte 8.85 metre yüksekliğindedir. Bu kadar büyük bir ağırlık sadece atın arka ayaklarıyla ve kuyruğuyla dengelenmektedir. Kaidenin iki yanında kabartmalar, diğer yanında ise yazılar vardır. Yüzü batıya dogru dönüktür. Kurtuluş savaşımızın önemli simgelerinden biridir. M. Kemal kurtuluş savaşının temellerini 19 mayıs 1919 tarihinde buradan atmaya başlar.




Sonra Bandırma vapurunun kopyasını görmek için doğu park sahiline geçtik. Bandırma vapurunun rekonstrüksiyonu 2003 yılında yapılmış ve müze haline getirilmiş. Vapur oldukça bakımlı ve temiz durumda.


Şimdiye kadar ciddi bir problem ile karsilasmadik. Nusret mayıngemisinin1915’de boğazadöşediği mayinlardan Bandırma vapuru müzesinde de var.


11.35 Terme'ye doğru yola çıktık. 12.00’de Çarşamba'dayız. Otogarı çok güzel. Yeşilirmak'dan geçtik. Suyu tertemiz, yeşil. Eskiden büyük bir panayır kurulurmuş çarşamba günleri. Bu sebepten ismi çarşamba olarak kalmış. Yollar çok guzel. Hep duble yol yapılmış. Terme ilçesi, ismini içinden geçen Terme çayından alırmış. Terme’nin en önemli özelliği Amazonların başkenti olmasıymış. Amazon ismi Farsça’a savaşçılar anlamına gelen ha-mazan kelimesinden türetilmiştir. Kraliçeleri Hippolyta önderliğinde Karadeniz kıyılarında krallık kurarlar. Amazonların erkeklerle ilişkiye girmesi yasaktır. Ancak soylarının devamı için komşu kabile Gargareanları yılda bir kez ziyaret ederler. Şayet çocuk erkek olursa, babaya teslim edilir. Bir daha çocuğu görmezler. Ama kız olursa, kendileri büyütür ve tarım, avcılık, savaşçılık alanında yetiştirirlerdi. Hipokrat’a kız çocuklarına yapılan bronz bir alet ile gerçekleştirilen operasyonla sağ göğüslerinin büyümesi engellenir. Böylece sağ omuz ve kolun gelişmesi sağlanırdı. Böylece at üstünde daha rahat savaşabilirlerdi. Amazonların yaşayıp yaşamadıklarının dayanak noktası ise, ataları olan Sarmatyalılardaki kadın savaşçıların var olduğudur. Arkeolojik kazılar sonucu Sarmatya kadın savaşçılarının yüzde 25’i silahlarıyla gömülü bulunmuştur.* Bölgede son 7-8 yıldır amazon şenlikleri düzenleniyor

* ( Amazonlar hakkında kaynak olarak http://tr.wikipedia.org/wiki/Amazonlar)


Terme’deki Ulusoy tesislerinin yemekleri guzel ama pahalı. İstanbul’da sahte misir ekmeğine alıştığımız için, ekmeğin tadı biraz garipti. İsmail yine fazla yedi. Yolda soda arayacağız. Yolda aldığımız yastıklar hiçbir işe yaramıyor. Siz de almayın. Şimdi istikamet Haznedaroğlu konağı. 13.40 Ordu il sınırına geldik. Ünye 72000

nüfusa sahip. Yunus Emre'nin burada öldüğü rivayet ediliyor. Komşu ilçe Fatsa ile geçinemiyorlar. Fatsa’lilar “Ünyenin Yunus Emre'si varsa, bizim de Kadir İnanır’ımız var” diyorlar. Ünye'yi il yapma söz konusuymuş. Fatsa'lilar buna şiddetle karşi çıkıyorlar. Çünkü Ünye il olursa, Fatsa Ünye'ye bağlanacakmış. 14.15 Kadirizmin memleketi Fatsa'dayız artık. Teşekkurler Fatsa kadirizmi doğurduğun için. Fatsa'nin sahili Ünye'den daha güzel düzenlenmiş. Yeşil olmaya başladı her yer. Şöförümüz de Karadenizli, sahil yolunda Ordu'ya girişi kaçırdı. Otobanda geri geri gidiyoruz

Bolaman'dan çıktıktan sonra, Ordu'ya giderken Türkiye'nin en uzun tüneli olan Nefise Akcçelik Tünelinden geçiyoruz. Uzunluğu 3820 metre. Tünel içinde kapalı devre radyo yayını var. Klostrofobiii.... Nefise Akçelik, Türkiye’deki tünellerin coğunda emeği olan bir mühendisimiz. Karadeniz Teknik Üniveristesi’nin ilk bayan öğrencilerinden. 2007 Nisan ayında açıldı ama kendisi tüneli göremedi. 2003 yılında kansere yenik düştü. Adı da bu tünele verildi.




Tünelden çıktıktan sonra, göz alabildiğince fındık var. Göz alabildiğince derken abartmıyorum. Dağlarin tepelerine kadar fındık ocakları var. Bölgede fındık bahçelerine fındık ocakları diyorlar. 15.10 Ordu merkeze girdik. Ordunun en işlek caddesinin adı fidangör caddesi. Bu ismi de nerden alıyormuş? Ordu’da genç kızlara fidan derlermiş. Bu caddeye de fidan görmeye gelirlermiş. Adı da bu sebepten Fidangör Caddesi olmuş. Giresun'da daha az fındık olmasına rağmen, Ordu’nun fındığına göre daha kaliteli. Fındığın yuvarlak olanı makbul. Bölge Dünya fındık talebinin yüzde seksenini karşılıyor.

Boztepe'nin manzarası inanilmaz. Herkesin görmesi gerekir. Yamaç paraşütü de yapılıyor buradan. Ben cesaret edebilir miyim? Sanmıyorum ama sevenler için çok ideal bir atlayış bölgesi diye düşünüyorum. “Boztepe’den Ordu’ya bakarken, Ordu'nun guzel olduğu hissini yakalıyorsun. Sanki biraz bursa havasi var şehirde”diyor İsmail.




Saat 17.00 itibariyle otele girdik. Ceset gibiyiz. Otelimizin adı balıktaşı otel. Üç yıldızlı olmasına rağmen kalacağımız en iyi otellerden biri olacak. Yemeğe kadar uyumaya çalışıyoruz. Yemek sonrası bir hafta boyunca ilk ve tek kez ıslanacağımız yağmurda Ordu şehrini geziyoruz. Ordu’da yol kenarında taksi beklemeyin, gelmez. Gerçi tüm küçük şehirlerde böyle. Taksilere duraklardan binmek gerekiyor. Bunu bilmediğimizden dolayı iyice ıslandık. Sonra otelimize döndük. Ordu benim tüm gezi boyunca çok hoşuma giden iki üç şehirden biri olarak anılarımda yer alıyor…

5 yorum:

  1. Iki ayrıntıyı eklemek istiyorum:

    1- At üzerinde tasvir edilen ünlü kişilere ait heykellerde atın bir ayağı havadaysa o kişi gazi, iki ayağı havadaysa şehit anlamına geliyormuş. Mustafa Kemal gazi olmasına rağmen Samsundaki heykelde, atın iki ayağı havada. Bu Mustafa Kemal'e verilen değeri simgeliyor.

    2- Fındık meyvesi ağaçtayken, sert kabuğunu çevreleyen başka bir kabukla sarılıdır. Bu halde meyveler tek tek ya da birkaçı bir arada bulunur. Üç tane meyve bir arada olduğunda, bu forma "Çotanak" adı veriliyor. Daha fazlası bir arada ise bu kez de "Potak" deniyor.

    YanıtlaSil
  2. Ümit Çok teşekkürler benim atladığım yerler muhakkak ki olacaktır. Yardım ederseniz sevinirim.

    YanıtlaSil
  3. fındıkta 4 tanesi bir arada olursa botanak ismi veiliyormus bunuda ben eklemek isitoyorum.hersey cok güzell tarkan bey cok güzel yazmıssınız ellerinize saglık.kib

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederim arkadaşlar

    YanıtlaSil
  5. Peki iki tanesi birarada olana ne deniyor? :)

    YanıtlaSil