
Uzungöl hakkında çok fazla bilgim yoktu buraya gelene kadar ama sanirim buyuleyici bir guzelliği var, öyle tahmin ediyorum. Uzungöl güzel bir yer. Solaklı deresinde olan heyelan sonucu göl ortaya çıkıyor demiştim. Galiba bu yüzden suyu çok berrak değil. Gölün manzarası çok güzel. Resim çektirecekseniz caminin tam karşısından çektirin, boylece camiyi, gölü ve ufacık adayı da ayni resim içerisine alabilirsiniz. Gölün sağ kenarına duvar yapılmış. Bu duvar bir ara kamuoyunu ciddi bir şekilde meşgul etmişti. Gölün yanına 12 metrelik yol açılmış. Bu yol açıldığı için sel ve heyelan baskınlarını önlemek için de bu yüzkarası duvarı inşa etmişler. Uzmanlar tarafından bu duvarın gölün ekosistemini bozduğu söylenmekte. Çirkinlik abidesi bu duvarın görüntüsünü biraz olsun güzelleştirmek için, duvarın tamamını sarmaşık ile kaplamaya karar vermişler. Makyaj yapılacak yani. Çirkin duvar yoktur, az sarmaşık vardır... Uzungöl'den yukarıya, Yente Yaylasına çıkıyoruz. Yol o kadar dar ki, karşıdan araba gelmemesi içİn dua ediyoruz.

70-80 metrelik uçurum kenarında süratlice gidiyoruz. Sağ tarafa oturmakla hata ettim. Uçurum kenarında gitmek iyi degil. Sonunda arkadaşım yer değiştirmek istedi, kurtuldum. Tırmandıkça yine ağaçlar bitmeye başladı. Buralar TV'de ya da resimlerde gördüğümüz Alp'lere daha çok benziyor. Uçurumların yüksekliğinden bahsetmek gerekirse, coğu arkadaşlar artık bakamayacak duruma geldi. Yok biz şöför falan değiliz. Bu nasıl araba sürmektir böyle, helal olsun. Yente yaylası,dünkü gördüğümüz yukarı Kavrun'dan daha iyiydi. Hava güneşli ama soğuğu hissediyorsunuz. İsmail'le birlikte küçük bir tepeye tırmandık. Ciğerlerimiz tepede kaldı. Bir tek ağızdan solunum yapılmıyormuş, öğrendik;)
Aşağı inerken Uzungöl'ü yukarıdan resimledik. Manzara inanılmazdı. Zaten resimlerin bir kısmını facebook'a koyuyorum. Yoldan inerken karsıdan gelen kamyo

Rize fasulyesi yedik ama fasulideki gibi değildi. Güzel değildi. Uzungöl yürüyüş için ideal bir parkur. Doğası güzel ama resimlerde daha güzel çıkıyor. Buraya gelirken resimlerin beklentinizi yükseltmesine müsaade etmeyin. Saat 13.30 ve biz Ovit geçidine doğru yola çıkıyoruz. Yukarıya çıkış iki buçuk saat sürüyor, iniş de bir o kadar sürüyor. Bakalım gittiğimize değecek mi? Laz fıkraları anlatan bir cd dinliyoruz yolda. İkizdere vadisinin içlerine doğru giriyoruz artık ve inanın ki göğsümüz daralıyor. Hidroelektrik santrali için vadi katlediliyor. Güneşin ve rüzgarin bu kadar çok olduğu bir Ülkede hala hidroelektrik santrali yapma inadı niye, anlayamıyoruz. Bu kadar güzel bir vadi, inşaat alanına dönmüş. Yazıklar olsun, diyecek baska bir şey yok. İki gün önce yine buraya gelmeye çalışmıştık, heyelan yüzünden gelememiştik. Bugün heyelanın izlerini görüyoruz. Bazı yerlerde geçiş tek şerit üzerinden veriliyor. Güneyce beldesinden geçiyoruz. Burada erkekler calışmaz, kadınlar çalışıyor. Beldenin ana caddesinde sağlı sollu kahveler var. Erkekler kahvede oturuyor kadınlar çalışıyor. Rehberimiz kahvelere fikir kulübü diyorlar. Fikir üretiyorlarmış kadınlar çalışırken.
İkizdere boyunca ilerliyoruz. İki derenin birleşmesinde oluşuyor. Bu dereler ; Cimil v

İkizdere de yanyana iki cami var. İki ekşioğulları'ndan vatandaş kavga ediyorlar. Biri diğerine 'Bundan sonra senin gittiğin camiye bile gitmem' diyor. Ve cami yaptırıyor. Hatta yanyana köprüler bile var. Kavga ediyorlar ve yeni köprü yaptırıyorlar. Aslında bugun sıkıcı geçti. Çünkü uzun süreler otobuste kaldık.

Ovit geçidi Erzurum ile Rize'yi birbirine bağlayan bir geçittir. Ovit geçidinden hemen sonra İspir geliyor. Dört saatlik bir yolculuktan sonra Erzuruma varılıyor. Ovit geçidinin yüksekligi 2600 metre. Bu turda çıktığımız en yüksek rakım.


Yol üzerinde bir kahvede mola verdik, sıcak çaylar iyi geldi. Biraz da gülelim... Tabi bu kadar soğuğu yedikten sonra herkesin tuvaleti geldi. Ovit geçidinden dönerken herkes soğuktan donmuşken ihtiyaç molası verdik. Tuvalete doğru koşuyoruz. Erkeklerde ilk ben yaklaşıyorum WC'ye. Önümde iki hanım arkadaş var ama tuvalete geldiğimde erkekler tuvaletinin ikisinin de kapısı kapandı. Ben "Arkadaşlar yanlış tuvalettesiniz" dedim. Hanimlardan biri çıktı. Diğer arkadaşımızın verdiği cevap aynen şöyle; " Çook geç". Tabii arkadan bir sürü erkek geldi tuvalete. Bu hanım arkadaşımızın tuvaletten kaçarak çıkmasını görmeniz lazımdı. Neyse gün en azından problemsiz bir şekilde bitmek uzere. İstikamet Trabzon. Bu gece Trabzon'da konaklıyoruz ama sanırım gruptan bir çok kişi hastalanabilir. Bugünümüz de böyle bitti.
Bizimle günlüğünüzü ve resmlerinizi paylaştığınız için teşekkür edriz.ets41 grubumuzun biraraya gelmesi dileğiyle...
YanıtlaSil